KEDİLER VE KÖPEKLER
- DBB
- 26 Mar 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 gün önce
İnsanın İnsana Nefreti
İnsan nefreti, hayatın farklı karelerinde sıklıkla gözlemlenir. Yürürken sevgi saçılan sokak kedilerinin yanında, çöpten kâğıt toplayan türdeş çocuklar görünmez olur. Farkına varılan nadir zamanlarda da mide bulandırır. Kapalı hangarların içerisinde hormonlarla şişirilen, üretim fabrikalarından sofralara getirilen ötekilerin tüketiminde hayvan sevgisi unutulur. Her sabah civcivleri tavada kızartarak yiyen hayvan hakları savunucularının gözleri, beslenirken kör olur. İnsana yapılan ayrımın farklı bir versiyonu, türcülükle kendini ele verir. Mesele hayvan hakları değildir. Bazı hayvanların haklarıdır. Irkçılık ve türcülük, ikiz kardeş gibidir.
Kediler ve Sevgiler
İnsan, kedileri arzularının oyuncağı haline dönüştürür. Onları evcilleştirerek, kendi emellerine hizmet etmesini sağlar. Buna da hayvanseverlik adını verir. Zihin, kendi türdeşlerinin dertleriyle dertlenmek ve asıl suçluları bulmak yerine bambaşka dünyalara yönlendirilir. Hayvanların yaşam hakkının ancak insan yaşamına verilen değerle kurulacak bir dünyada savunulabileceğini anlayamaz. Sistem, özünde hiçbir canlıya değer vermez. Kıymet verdiği tek şey paradır. Eğer kazanç varsa; hayvanlar, insanlar, ağaçlar ve yaşayan her şey yok edilir. Hayvan haklarını korumak insanı savunmaktan, insanı savunmak ise sisteme karşı durmaktan geçer.
Özçekim
Hayvanseverler yalnızca kendi evcil hayvanlarını değil, sokakta başıboş kalmış canlıları da gözetir. Onlara yiyecek ve su vererek, saf iyiliği açığa çıkartır. İşin aslı bu gözetmenin kişisel tatminden başka bir nedeni yoktur. Kısa süreli faaliyetler sayesinde, kişinin üzerine düşen sorumluluk ortadan kalkar. Popüler olan hayvan haklarının sağladığı imkânlarla oluşturulan kulüp etkinliklerinde ise toplu tatminler yaşanır. Sokaktaki bir dilenciye para vermekten farkı olmayan bu davranışın hayvanseverlikle ilgisi yoktur.
Zengin Köpekler
Köpeklerin davranışları, yaşadıkları çevre ile doğru orantılıdır. Orta ve üzeri ekonomik gelire sahip bölgelerde yaşayan köpekler, genellikle sakin ve agresyon göstermeyen karakterlere sahiptir. Bu bölgelerde yaşayan insanların eğitim seviyeleri ve ekonomik düzeyleri, hayvanlara karşı daha sevecen davranışlar sergilemelerini sağlar. Köpeklerin sık sık beslenmesi ve nazik davranışlar sayesinde sokak hayvanları, insanlara karşı saldırgan bir tavır göstermez. Yemek yedikleri eli ısırmaları için bir sebep yoktur. Zenginler ise yaşadıkları villa, rezidans ve saray tipi evlerin etkisiyle, sokak hayvanlarına hemen hemen hiç rastlamaz.
Yoksul Köpekler
Ekonomik geliri düşük mahallelerde yaşayan insanlar, kendilerini doyurmaktan dahi aciz bırakılmıştır. Dolayısıyla köpeklere gereken ilgi ve bakımı gösteremezler. Eğitime ve medeniyete erişimleri kısıtlı olan yoksulların, hayvanlara davranışları da bu durumdan etkilenecektir. Köpekler, açlık ve kötü muamele nedeniyle daha saldırgan hale gelirler. Sokak hayvanları, İnsanlardan gördükleri şiddete karşı koymak için türlü savunma mekanizmaları geliştirirler.
Kısırlaştırma
Kısırlaştırma uygulaması, özünde hayvanları sakatlamaktan başka bir şey değildir. Sokak hayvanlarına cinsel korunma yöntemleri öğretilemeyeceği için doğum kontrolü sağlanamaz. Öyleyse nüfus kontrolü hayvanların cinselliğine son vermeden, üremelerini engelleyecek biçimde yapılabilir. Hayvansever kısırlaştırmadaki yöntem ise üreme ve cinselliği tamamen sonlandırır. Asıl amaç, hayvanları sakin tutarak, insana ayak uydurmaları için en iyi adaptasyonun sağlanmasıdır. Türdeşler içerisindeki farklı cinslerde de benzer davranış semptomlarına rastlanır. Kısırlaştırmanın birçok zararı olmasına karşın sadece yararlarının sayılması, bilinçli bir manipülasyondur. Sayfalarca yazılan yararlar listesi, insana uygulandığında da benzer sonuçlar verebilir. Ancak bu yöntem insanlar arasında uygulandığında büyük bir zulüm olarak görülecektir. İnsanın kişisel menfaatlerine hizmet eden kısırlaştırma, canlıların doğasına aykırıdır. Karar verme mekanizmasına sahip olmayan beş yaşındaki bir çocuğun kısırlaştırmasıyla, evcil hayvanların kısırlaştırılması arasında bir fark yoktur. Doğuştan sahip olunan özellikler başkalarının kararıyla değiştirilemez.
Uyutma
Anlık çözümleri savunan mantığın yan ürünüdür. Uzun vadeli planlar yerine sonuca bir anda ulaşılabileceğinin zannedilmesi, çözüm üretirken bile yeni sorunlar yaratacaktır. Hayvanların sokaklardan toplatılarak uyutulması, kendi türünü anlamsız nedenlerle öldüren ilkel insanlar için oldukça makul bir yoldur. Anlaşılması kolay, sorumluluk gerektirmeyen, insan atıklarını ortadan kaldıracak yöntemler yumağını içerir.
Sokak
Sokak hayvanları, ortalama yaşam sürelerinin yarısını dahi tamamlayamazlar. Bu hayvanlar, sürekli bir aidiyet duygusundan yoksun, korku içerisinde, çetelerin savaşlarına maruz kalarak, hastalıklarla ve kötü beslenmeyle mücadele ederler. Çöplerde bulunan yiyeceklerin besin değerleri oldukça düşüktür. Açlık, vücutlarını güçsüz düşürerek zamanla bağışıklık sistemlerini çökertir. Aşırı sıcak veya soğuk hava koşullarına karşı korumasız kalırlar. Zamanla sevgi ve ilgi, onlar için lüks kavramlar haline gelir. İnsanların ilgisizliği, zaman zaman şiddete dönüşür. Tekme, taş atma ya da zehirleme girişimleri, her an tetikte olmalarına neden olur.
Gelecek
İnsan, kendisi dâhil hiçbir tür üzerinde sömürü ve baskı kurmamalıdır. İnsan eliyle yaratılan bu sorun ancak evcil hayvan bakımının tamamen yasaklanmasıyla çözülebilir. İnsanlar, hayvanları sömürme alışkanlıklarından vazgeçmeye zorlanacak ve tüm canlıların eşit haklara sahip olduğu bilinci zihinlere yerleştirilecektir. İnsanların tahakkümüyle evrimleşen evcil hayvanlar, kendi yaşamlarını sürdüremeyecek noktaya gelmiştir. Geçiş sürecinde zorunlu sahiplendirme ve geçici kısırlaşmanın kullanılması, yumuşak geçiş koşullarının oluşmasını zemin hazırlayacaktır. Yeni düzenleme sayesinde, hayvanların insan eliyle maruz kaldığı baskı ve sömürü sona erecek, yeni doğal denge ise insan eliyle sağlanacaktır.
